ve hadsiz bârekâllah, mâşâallah dedirmeye vesile olmaya lâyık olan o mübareklerin o vaziyetleri; o su unsurunun herbir zerresinin binler Eflatun kadar ilmi ve binler Hakîm-i Lokman kadar hikmeti ve iradesi bulunmak lâzımdır. Bu ise, suyun zerratı adedince muhaldir. Öyle ise bir Kadîr-i Zülcelal'in ve bir Rahman-ı Rahîm'in hadsiz kudret ve rahmet ve hikmet ve iradesiyle o mübareklerin, o hadsiz mu'cizata mazhariyetleri cihetinde bütün o mübarekler adedince

اَلْمُبَارَكَاتُ لِلّٰهِ

kelimesini külliyetiyle söylediklerinden, bütün mahlukat namına, Mi'rac Gecesinde, netice-i hilkat-i âlem olan Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâm

اَلْمُبَارَكَاتُ لِلّٰهِ

demiş. Yani: Bütün bu medar-ı tebrik ve mâşâallah ve bârekâllah dediren bütün haletler ve san'atlar Zât-ı Zülcelal'in kudretine mahsus olduğundan, bütün o hadsiz

اَلْمُبَارَكَاتُ لِلّٰهِ

leri Cenab-ı Hakk'a, huzuruyla hediye ediyor.

Sonra, herkesin hususî dünyasındaki hava unsuru dahi bir hüve kadar herbir avuç havadaki herbir zerre, mazhar oldukları santrallık, âhize ve nâkilelik vazifeleri içinde bütün duaları ve salavatları