اَلَّذِينَ يُوءْمِنُونَ بِالْغَيْبِ وَ يُقِيمُونَ الصَّلَوةَ وَ مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَ
Bakara/3
Ey aziz bilmiş ol ki: Bu ayette muhassil’in (Yani tahsil ettiren Kur’anın) muhassal ile (tahsil edilmiş) nazm ve diziliş vechi ise; Kur’anın medhinden mü’minlerin medhine dökülüşü ve onunla sicimleşmiş olmasıdır.
(Yani:ö
الٓمٓ
ile başlayıp Kur’anın medhini eden ayetler, gelip mü’minlerin medhini yapan ayetlere katılıp kaynaşmaları ile, bu âyetin üstteki ayetlerle diziliş ve nazm vechi hasıl olmuştur.) Zira mü’minlerin medhi, Kur’anın medhinin neticesi olarak, bu ona bir bürhan-ı innî olmuş ve hidayetin semeresi durumunu almıştır. Hem mü’minlerin güzel hâli, onun kemalinin şahididir. Keza bu cümle, bir teşviki de tazammun eylemesi sebebiyle, hidayetten şu ayetin hissesi cihetine ve bunun ona, yani hidayete bir misal, bir örnek olduğuna işarettir.
Amma
اَلَّذِينَ
nin önceki ayetin son kelimesi olan
لِلْمُتَّقِينَ
ile (yani önceki ayetin son kelimesi ve bu ayetin birinci kelimesi ile) vech-i münasebeti ise, “tahliye”
تحليه
ile “tahliyye”
تخليه
yi teşyi’ etmektir, yolculamaktır. Çünki bu, Yani tahliye
تحليه
“tahliye”
تخليه
nin arkadaşı ve ikisi birbirinin daimî refiki ve ortağıdırlar. Evet, Tezyin, süsleme işi, daima tenzihten, yani enkazdan temizleme işinden sonra gelir. Görmez misin; “Takva” ki günahlardan, seyyiattan bir boşanma ve temizlenme halı olamakla; Kur’an-ı Hakîm, Takvayı üç meratibiyle zikreylemiştir. O mertebeler ise: 1- Şirki terk.. 2- Sonra maâsî ve günahları terk.. 3- Daha sonra da, Allahın masivasını (Yani, rızasının gayrisini) terketmedir.
Bakara/3
Ey aziz bilmiş ol ki: Bu ayette muhassil’in (Yani tahsil ettiren Kur’anın) muhassal ile (tahsil edilmiş) nazm ve diziliş vechi ise; Kur’anın medhinden mü’minlerin medhine dökülüşü ve onunla sicimleşmiş olmasıdır.
(Yani:ö
الٓمٓ
ile başlayıp Kur’anın medhini eden ayetler, gelip mü’minlerin medhini yapan ayetlere katılıp kaynaşmaları ile, bu âyetin üstteki ayetlerle diziliş ve nazm vechi hasıl olmuştur.) Zira mü’minlerin medhi, Kur’anın medhinin neticesi olarak, bu ona bir bürhan-ı innî olmuş ve hidayetin semeresi durumunu almıştır. Hem mü’minlerin güzel hâli, onun kemalinin şahididir. Keza bu cümle, bir teşviki de tazammun eylemesi sebebiyle, hidayetten şu ayetin hissesi cihetine ve bunun ona, yani hidayete bir misal, bir örnek olduğuna işarettir.
Amma
اَلَّذِينَ
nin önceki ayetin son kelimesi olan
لِلْمُتَّقِينَ
ile (yani önceki ayetin son kelimesi ve bu ayetin birinci kelimesi ile) vech-i münasebeti ise, “tahliye”
تحليه
ile “tahliyye”
تخليه
yi teşyi’ etmektir, yolculamaktır. Çünki bu, Yani tahliye
تحليه
“tahliye”
تخليه
nin arkadaşı ve ikisi birbirinin daimî refiki ve ortağıdırlar. Evet, Tezyin, süsleme işi, daima tenzihten, yani enkazdan temizleme işinden sonra gelir. Görmez misin; “Takva” ki günahlardan, seyyiattan bir boşanma ve temizlenme halı olamakla; Kur’an-ı Hakîm, Takvayı üç meratibiyle zikreylemiştir. O mertebeler ise: 1- Şirki terk.. 2- Sonra maâsî ve günahları terk.. 3- Daha sonra da, Allahın masivasını (Yani, rızasının gayrisini) terketmedir.